Pazartesi, Şubat 25, 2008

Kahve Molası...



Sizin yaşadığınız şehirlerde kahve kültürü ne kadar gelişti bilemiyorum ama Türkiye'nin en çok vergi veren ilinde yaşadığım halde hala bir Starbucks'ımız yok bizim !

Yani Yoktu...
22 Şubat'ta faliyete geçen Kahve Dünyasından yaklaşık 2 hafta sonra Kocaelinin ilk Starbucks'ı da açılıyor.
Bu yıl ne dilesem olacakmış gibi bir his var içimde.
Tam bir kahvekolik olarak mutluyum, hemde çoookkk...
Ama yinede özellikle yaz öncesi aşırıya kaçmamakta fayda var.
Neden mi ? Buyrun;
Kahvedeki Kalori Miktarları
Espresso Frappuccino 160 K cal
Buzlu Caffé Latte 120 K cal
Buzlu Caffé Mocha 170 K cal ( Kremalı isterseniz 350 K cal )
Buzlu Caffé Americano 10 K cal
Buzlu Karamel Macchiato 190 K cal
Karamel Frappuccino 430 K cal
White Chocolate Mocha 500 K cal
Chocolate Milk 400 K cal
Caffe Mocha 360 K cal
Caffe Latte 220 K cal
Cappuccino 140 K cal
Hot Chocolate 400 K cal

Faaliyetteyiz !

Güneşin yavaş yavaş göz kırptığı bir dönemdeyiz.
Ve nedense içimden hiçbir şey yapmak gelmiyor.
Hafta sonu evde zoraki bir temizlik havası estirdim o kadar !
Gönüllü olarak yaptığım tek şey ise sim ve kartondan oluşan "kelebek" ve "akvaryum" oldu.



Kelebek için; renkli fon kartonu, yapıştırıcı, boş wc kağıt rulosu, pul...



Akvaryum; boş ayakkabı kutusu, alüminyum folyo, strech film, renkli karton, ip, yaprak ve zemine taş görüntüsü vermek için pirinç, mısır vb ...

Biz yaparken neşelendik, sonuca da bayıldık.
Evimize renk, içimize huzur geldi.
Bu mevsime kelebek ve akvaryum yakışırdı dimi !

Cuma, Şubat 22, 2008

Aysel Gürel



Dün gece isimini koyduğu Haydi Gel Bizimle Ol adlı Tv programında "O" vardı.
Anladım ki; Aysel Gürel'e dair bildiklerim bir rivayetten ibaretmiş.
Sadece; fütursuz, çıgın, gamsız, deli bir söz yazarı değilmiş "O"
Bir ozan,
Bir filozof,
Bir anne,
Bir sırdaş,
Ve gerçek bir dostmuş.
Dün gece TV 'de hakkında anlatılanları birinci ağızdan dinlerken bir kez daha anladım,
Kulaktan dolma sözlerin anlamsızlığını ve insanların acımasızlığını...

Tüm gece, soluk almadan izlerken programı çok ama çok özendim Aysel'e...
Kadınlığına, insanlığına, yalnızlığına, yaşama sevincine ve direncine hayran kaldım.
Keşke tanıma şansım olabilseydi.
Keşke daha erken farkedebilseydim "Onu"...

"Kadınlar kahramanını kaybetti" dediler,
Şarkılar öksüz kaldı,
Bir ozan göçüp gitti dediler.
Not aldım söylenenleri bir bir...

Kimler yoktu ki; Sezen Aksu, Nilüfer, Zerrin Özer, Nükhet Duru, Atilla Atasoy, Reyhan Karaca, Yonca Lodi, Atilla Özdemiroğlu, İlhan Şeşen "Onun" kazandırdıklarını anlattı yaşamlarına...

Aysun Kayacı "Şarkılar değil öksüz kalan, aşk öksüz kaldı. Onun şarkıları olmadan benim aşklarım eksik, yarım kaldı", dedi...
Hiçte haksız değil !

Aysel, yaşı olmayan sadece yaşadıkları olan bir kadınmış.
O olmadan,
Aşk,
Aşkın en güzel sözleri,
En yalın hali eksik kalmış.
Giderken şarkılarını kadınlara, insanlara ve anlamayı bilenlere miras bırakmış.

Firuze, Ünzile, Yalnızca Sitem, 1945, Ne Kavgam Bitti Ne Sevdam, Değer mi?, Yanarım, Vur Yüreğim, Gençlik Başımda Duman, Yoksun Sen ilk aklıma gelen Aysel şarkıları...
En damarından !

Türkiye’nin en önemli söz yazarlarından biri,
Yazdığı şarkılarla bu işte ne kadar usta olduğunu kanıtlamış, bir dönem oyunculuğu ile de dikkat çekmiş "O" kadın şimdi bambaşka bir diyarda...

Aysel Gürel, şimdi zamanın bir başka yerinde,
Sımsıkı tutunduğu hayatı ve
Ardında kahkahalarını bırakıp gitti...

Yatmadan önce dua ettim, gittiği yerde huzur bulması için.
Onun yaptıklarına karşı elimden gelen sadece buydu.
Yattığı yerde rahat uyusun,ruhu şad olsun.
Sevenlerinin, evlatlarının, evlat yerine saydıklarının, Türk kadınının ve onu anlayabilenlerin başı sağolsun.

Perşembe, Şubat 21, 2008

Fenerbahçe - Sevilla maçındaydım...



Nefis bir atmosferde İspanyol devi Sevillayı 3-2 yendik.
Edu kendi kalesine gol atmasaydı "tam süpper olacaktı" ama, kısmet işte :)



Çook çooook eğlenceli bir geceydi...
Kıraç'ın 100.yıl marşıyla coştuk,
Semih'in son dakika gölüyle havalara uçtuk.
Eğlendik, sevindik, üzüldük ve sonunda staddan mutlu ayrıldık.

Salı, Şubat 19, 2008

Yaşayınca Anladım

Bir Can Yücel şiiri,
Yasemin Kiremitçi sayesinde bugün tanıştığım sıcacık bir şiir.
Okuyunca ben ısındım, belki size de faydası olur.



YAŞAYINCA ANLADIM

Bunca zaman bana anlatmaya çalıştığını, kendimi bulduğumda anladım.
Herkesin mutlu olmak için başka bir yolu varmış,
Kendi yolumu çizdiğimde anladım.
Bir tek yaşanarak öğrenilirmiş hayat, okuyarak,dinleyerek değil,
Bildiklerini bana neden anlatmadığını, anladım.
Yüreğinde aşk olmadan geçen her gün kayıpmış,
Aşk peşinden neden yalınayak koştuğunu anladım.
Acı doruğa ulaştığında gözyaşı gelmezmiş gözlerden,
Neden hiç ağlamadığını anladım.
Ağlayanı güldürebilmek,ağlayanla ağlamaktan daha değerliymiş,
Gözyaşımı kahkahaya çevirdiğinde anladım.
Bir insanı herhangi biri kırabilir, ama bir tek en çok sevdiği acıtabilirmiş,
Çok acıttığında anladım.
Fakat, hak edermiş sevilen onun için dökülen her damla gözyaşını,
Gözyaşlarıyla birlikte sevinçler terk ettiğinde anladım.
Yalan söylememek değil, gerçeği gizlememekmiş marifet,
Yüreğini elime koyduğunda anladım.
"Sana ihtiyacım var, gel!" diyebilmekmiş güçlü olmak,
Sana "Git" dediğimde anladım.
Biri sana "Git" dediğinde, "Kalmak istiyorum" diyebilmekmiş sevmek,
Git dediklerinde gittiğimde anladım.
Sana sevgim şımarık bir çocukmuş,her düştüğünde zırıl zırıl ağlayan,
Büyüyüp bana sımsıkı sarıldığında anladım.
Özür dilemek değil, "Affet beni" diye haykırmak istemekmiş pişman olmak,
Gerçekten pişman olduğumda anladım.
Ve gurur, kaybedenlerin,acizlerin maskesiymiş,
Sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmış,
Yüreğimde sevgi bulduğumda anladım.
Ölürcesine isteyen,beklemez,sadece umut edermiş bir gün affedilmeyi,
Beni af etmeni ölürcesine istediğimde anladım.
Sevgi emekmiş,
Emek ise vazgeçmeyecek kadar, ama özgür bırakacak kadar sevmekmiş.

Can Yücel

Pazartesi, Şubat 18, 2008

Alper ve kar

Kıpkırmızı olmuş soğuktan yanakları ama umurlarında değil...



Varsa yoksa kar...
Yumuşacık karın üzerine uzanmayı,
Ayak basmamış karlı yolları arşınlamayı kim istemez ki!
Çocuklar haklı...

Cumartesi, Şubat 16, 2008

Kar yağıyor...

Dışarıda lapa lapa kar yağıyor.
Öyle güzel, öyle beyaz ki...
Burnumun kızarmasının aksine içim sıcacık oldu.



Yağsın istiyorum, tüm gün hiç durmadan yağsın.

Uzun zamandır oğlumla hayalini kurduğumuz kar topunu oynamak,
Parmak uçlarıma kadar donmak,
Soğuktan titreyen ellerimi sahleple ısıtmak,
Ve kızarmış yanaklarımızla "ma aile" objektife gülümseyebilmek için yağsın istiyorum.
Gün boyunca yağsın...

Cuma, Şubat 15, 2008

Red Kit

Yeni bir kelime buldum; "Çizgifilmperest"
Sıkılmadan çizgi film seyreden 5 yaşındaki bir velede ne denir ki başka.
Tuttum ben bu ismi.
Tam anlamıyla oğlumu anlatan bir kelime oldu bu.
Geçtiğimiz hafta son 50 gündür merakla beklediğimiz :) Red Kit'i izledik.
Ailece...
Yediğim bitter çikolatanın tadı ve oğlumun şen kahkahaları sayesinde mecburen eğlendim...



Eğlendim de ben artık bir aşk filmi izlemek istiyorum beyazperdede.
Keyifle izlenmiş bir film ve ardından bol köpüklü Cappucino...
Çok şey mi istiyorum yoksa?

Pazartesi, Şubat 11, 2008

Gülümse :)


ÇAY KÜLTÜRÜ

Çayın alt demliği evdeki kaynanadır; devamlı kaynar durur...

Üst demlik evdeki gelindir; alt demlik kaynadıkça o olgunlaşır,demlenir...

Gelinin kocası ise bardaktır; biraz kaynana doldurur, birazda gelin...

Çocuklar çayın şekeridir; tat verir.

Görümce ise çay kaşığıdır;arada bir gelir ve ortalığı karıştırır.

Kaynataya gelince; o da bardak altıdır; dökülenleri bir araya toplar...

Çay deyip de geçmemek lazım.

Bir durmak,bir düşünmek, bazen de düşünmeden tadına varmak lazım...