Cumartesi, Ocak 30, 2010

Yeni mim "Hakkımda 7 şey"..

Benim Küçük Hayallerim ve Cool Cokie mimlemişler beni, teşekkür ediyorum.
7 ilginç özelliğimi yazıp aşağıdaki resmi yayınlamam gerekiyormuş..




Blogda herşeyi paylaştığım için bilmediğiniz ilginç bir özelliğim var mı diye düşünüyorum :D

Sanırım yok ama yeni ziyaretçiler için yazayım bende..

1- Kahve bağımlısıyım..

2- Güne müzikle başlamaya bayılırım..

3- Teknolojik gelişmeleri merakla takip ederim. Almama gerek yok! Bilsem de olur :d

4- Alışverişi sevmeyen kadın çok azdır. Bende bayılırım ama bu ara favorim Online olanı :D Tıkla gelsin.. Süper bir şey :p

5- Pimpirikli ve dediğim dedik bir anne değilim. Kurallarım var ama bazen bir damla göz yaşı herşeye "evet" demememe sebep olabilir. Pek iyi bir şey değil farkındayım..

6- Evde dvd izlemek, FarmVille'da ekip biçmek, Twitter'da laflamak soğuk kış akşamlarında olmazsa olmazım.. Size de şiddetle tavsiye ederim..

7- Simetri hastasıyım. Ofiste, evde halıları, objeleri, sandalyeleri düzeltmekten yoruldum!! Elimde değilll yamuk yumuk duran herşey kabusum oluyor :d


.... pas yok bu defa :d

Cuma, Ocak 29, 2010

Bu aralar...

Karneyi alalı kaç gün oldu ama ancak yazabiliyorum kusura bakmayın :d
Çok güzel bir karne aldı Alper hepsi "5"
Davranış notlarının tümü de "çok iyi"..
Sınıftaki utangaçlığını atarsa çok daha iyi olacakmış!


Evde cır cır konuşan çocuk okula gelince sus pus oluyor nedense..
Söz verdi bize bundan sonra daha rahat olacakmış..
Bakalım bekleyip göreceğiz..



Bu turuncu balık Alper'in karne ediyesi "Ton ton"..
Babası ne istersin diye sorduğunda cevabı balık olmuş..
Ben sordum bana "Laptop" dedi.. :D
Sünnet hediyesi alacağım azıcık sabret diyerek geçiştirdim :d



Bu da "Dodo"..
Japoncada markasız kaliteli ürünler anlamına gelen Muji yeni yıl armağanı olarak çok şirin bir maket yolladı bize..
Alper ile birlikte keyifle yaptık.
Bu güzel hediye için çoook teşekkür ediyorum Muji Türkiye'ye..

Pazar kahvaltılarına bayılıyor oğlum..
Annesinin evde olduğu tek gün diye belki de..
Sadece yemeyi değil bana yardım etmeyi de seviyor..
Bu Pazar'da babasına sürpriz yapmak istedi..
Güzelce hazırladık sofrayı..
-Anne masaya çiçek de koyalım mı? diye sordu..
Tabi koyalım deyince İkea'dan aldığım renkli papatyalarla süslü küçük vazoyu getirip
masaya yerleştirdi..
-Anne müziği ayarlayıp ışıkları da karartalım mı diye de ekledi..
7 yaşında bir çocuk için bu özen şaşırttıcı değil mi?


Şehrime az da olsa kar yağdı..
Kardanadam yapamadık ama beyazı görmek bile yetti..



Sömestr tatilinde bol bol tekrar yapıp kitap okuyoruz..
Hızımız alamayıp ip baskısı bile yaptık..
En son ilkokulda yapmıştım sanırım ama unutmamaışım hala :D

Bol resimli bir post oldu..
Fazla yazıya gerek yok değil mi?

Çarşamba, Ocak 27, 2010

Diyette 3.ay..

Evettt koskoca 3 ayı ardımda bırakmışım..
Ne çabuk geçmiş günler..
Daha dün Diyetisyenden randevu almaya çalışıyordum..
Çok kolay olmadı ama beklediğim kadar da zor değilmiş..
Bu hafta 900 gr vermişim..
3 ayda toplam 11 kilo oldu..
Aslında 12 kilo vermeyi hedeflemiştik ama 1 kg'da nazar olsun :DD
Belki bu hafta açığı kaparım bakalım..
Çok da kasmamak lazım değil mi?

Bugün bir müşteri ofise kocamannn bir kuzu çevirme göndermiş. Yanında pilav, salata, turşu falan vardı. Ben herkes kuzu yerken simit yedim! Eskiden olsa gözüm kalırdı ama vermenin ne kadar zor olduğunu anlayınca yemeye korkar oldum :d

Aaa unutmadan bugün diyetisyenim dedi ki kendisine beni soran "sessiz" okuyucularım varmış. Blogu çok beğendiklerini söylemişler. Çok teşekkür ediyorum burdan onlara...

Hadi bakalım yola devam..
Daha yaza çoook var..

Bu Sabah...

Bembeyaz bir güne uyandım bu sabah…
Balkon kapısını araladım hafif bir rüzgâr esiyor dışarıda, dün akşamki dondurucu soğuktan eser yok.
Saat sabahın bir vakti…
Evin erkekleri mışıl mışıl uyumaya devam ediyor. Üzerlerini örtüp duşa giriyorum.
Anneliğin bana onlarca kazancından biri de bu! Hızlı duş almak…
Eskiden saatler süren banyo keyfi artık dakikalara sığıyor.
Bornozumu giyip nemlendiricimi sürdükten sonra mutfağa yöneliyorum.
Tost makinesinin ısınmasını beklerken beyaz peynirle domatesi dilimliyorum. Kahvaltı tabağına 4-5 zeytin koyduktan sonra sıra geliyor portakal suyuna. Kepek ekmeğinin arasına dilimlediğim peynirle domatesleri sıralayıp beklemeye koyuluyorum. 1 dakika sonra tostum da hazır.
Şükrediyorum Allaha, bana sunduğu hayata…
Biliyorum çok daha iyileri de var ama kötüleri düşündükçe “daha iyiler” önemsiz kalıyor.
Saate bakıyorum 08:10 olmuş.
Aceleyle tabağımdakileri bitirip üzerimi değiştirmeye gidiyorum.
Dişlerimi fırçalamayı unuttuğumu fark edip soluğu banyoda alıyorum.
Üzerime kalın bir şeyler giydikten sonra hafif bir makyaj yapıyorum.
Ellerime ve dudaklarıma krem sürmem de şart. Yoksa bu soğuğa dayanmayacaklar.
Parfümümü { Bu ara favorim Sarah Jessica Parker - Lovely } de sıktıktan sonra gözüm saate takılıyor 08:25…
Offff yine saçımı kurutacak vaktim kalmadı!
Uzun saçlarımı aceleyle toplayıp şapkanın altına saklıyorum. Montumu giyip atkıyı boynuma sıkıca sardıktan sonra çıkıyorum evden.
Kulağımda Candan Erçetin’den “Bahar” çalıyor…
Aklım yazda, bedenim kışta, ruhum baharda iş’e doğru yol alıyorum.
Okullar tatil diye sokaklar da boş…
Köşedeki simitçiyle selamlaştıktan sonra ofise varıyorum.
Misss gibi ıhlamur kokusu yayılmış odaya…
Fincanıma konan bol limonlu ıhlamurdan bir yudum alıp bilgisayarı açıyorum.
Gün çoktan başladı işte…

Sevgi dolu, güzel bir gün olsun.

Salı, Ocak 26, 2010

John Frieda, Markafoni'de..

John Frieda ürünlerini severek kullanıyorum.
Bugün "Markafoni" de John Frieda ürünlerinin indirimli satıldığını görünce size de haber vermek istedim.



Ben dalgalı saçlar için bukle belirginleştirici krem ile kızıl saçlar için koruyucu saç bakım kremi aldım.
Markafoni üyeliğiniz yoksa referans olarak annelerlehayatadair@gmail.com adresini gösterebilirsiniz.
Keyifli bir alışveriş için buraya tıklayın..

Pazartesi, Ocak 25, 2010

Starbucks'da kahve keyfi..

Starbucks'ı twitter üzerinden takip ediyorum..
Çok lezzetli görseller ekliyorlar..
Ben diyette olduğum için "bakmakla" yetiniyorum..
Siz de bakın hatta mümkünse benim için tadın!


Bir de "Karamelli Cupcake; sıcacık kahvenizi daha da lezzetlendirecek" diye eklemişler görselin altına..
Ahhhh, ahhhh...

Mutlu Haftalar..

Cumartesi, Ocak 23, 2010

Hersheyler'den Apple broş..

Hersheyler'den alışveriş yapmak istiyordum ne zamandır. Kısmet Pixel serisineymiş. Apple sever olarak bu siyah-beyaz apple pixel'i görür görmez işte bu dedim. Broş olarak aldım aslında bunu ama iğnesini hemen saçımdaki tokaya tutturup taktım bile dün :p



Epey uğraşmışsın, çok teşekkür ederim İncicim..
Hersheyler'in blogu için buraya satış sitesi için buraya tıklayın..

Cuma, Ocak 22, 2010

Chochili ev terlikleri..

Geçen gün sevgili Neşe'den "sürprizlere açıksan adresini ver" diye bir mail aldım..
Sürprizlere bayılan bir kadın olarak adresimi ilettim ve dün sabah kargom ulaştı elime..
Buzzz gibi havada ayaklarım sıcacık olsun diye pembiş terlik yollamış bana..


Bu terlikler daha yeni üretildiği için ilk deneyen şanslı kişilerden biri benim sanırım!
Pufuduk ve çok şirin..
Ayağı sımsıkı kavruyor ve tabanları çok güzel kesinlikle kaymıyor.
Farklı modelleri de varmış.
İncelemek isterseniz buraya tıklayın lütfen..

Neşecim bu güzel sürprizin için sana ve arkadaşına "S" çok teşekkür ederim..
Bol kazançlar..

Perşembe, Ocak 21, 2010

Alper, diyet, vs...

Bu hafta Pazartesi kontrolüme bazı aksaklıklar nedeniyle ancak dün akşam gidebildim.
Tahmin ettiğim gibi kilo verememişim :(
Anladım ki metabolizma hızlandırıcı diyet uygulamazsam benim bünye kilo veremiyor!
Bu hafta 3 gün salata ağırlıklı beslenip açığı kapamam gerekecek..
Neyse, sağlık olsun..

Sömestr tatiline 1 gün kaldı heyyoooo..
Sanırım My Kooo ve ben Alper'den daha mesuduz..
Artık akşamları ödevler yüzünden eve kapanmamıza gerek yok!
Gezmek istiyorummmm :P

Twitter'da lak lak yapmaktan bloga yazı yazamıyorum farkındaysanız!
Beni merak edenler oraya gelsin bir zahmet :p

Alper bu ara çok güldürüyor beni..
Okumayı öğrendi ya eve giderken tabelaları okuyup sürekli bir şeyler istiyor!
- Aaaa anne piş-ma-ni-ye bak okudum! Alalıımm mıııı?
- Bak pas-taaa yazıyor. Hadi o zaman pasta alalım!!
Geçen akşam da koca ile tv izliyoruz Alper'de masada ders yapıyor.
Yanımıza gelip babasına bir kağıt uzattı ve biz gülmekten kırıldık!
Ne mi yazıyordu? "Baba gel ALPER"..
Artık mektuplaşacağız evde de :p
Bir de öğretmeninin teşvikiyle günlük tutmaya başladı.
İlk yazısı ise "bugün biraz hastayım"..

Alper bugün okula gelmeden önce telefon açtı bana..
-Anneee benim ellerim tenefüste üşüyor eldivenimi takabilir miyim? dedi..
Tabii annecim, tak..
-Yupppiii, teşekkürler annneee..
Telefonu kapayınca konuşmaya tanık olan patronum "amma korkutmuşsun çocuğu yaaa" dedi!
Bende şüphe ettim kendimden bir an :DD

Yeni yıl sebebiyle ilk hediyemi sevgili Zeynep'ten almıştım.
Dün ve bugün de iki güzel hediye daha aldım..
Biri Muji Türkiye'den diğeri ise Joy'dan..
Hepsi birbirinden güzellll..
Çokkk teşekkür ediyorum..

Bu ara Farmville ve Twitter bağımlılığı sebebiyle kitap okumaya ara verdim :(
Suçluluk hissediyorum..
Hazır Alper'de tatila çıkmışken akşamları evde kitap okuma seansları düzenleyeceğim.
Hem Alper için tekrar olur hem de benim okuma aşkım geri döner..

Şehrime de kar yağsınnn artık!!
Meteroloji yanılmazsa Cumartesi "kar" geliyormuş..
Alper geçen yıl da kar yağmadı diye iyice sabırsızlanıyor...
Lütfenn yağsın artık.
Yoksa tepelere çıkmak zorunda kalacağız!!
Kar özledik seni yeter artık gelll..

Bu kadar durum raporu yeter :D
Hoşkalın...

Çarşamba, Ocak 20, 2010

Bir dilek tut..

Bir dilek tut deseler;
“Çocuklar ağlamasın, derim. Hem de hiç!”
Oğlumun başarısı, hayalini kurduğum iş, muhteşem bir ev, son model araba, Paris seyahati aklıma bile gelmez o an!
Çünkü çocukların ağlamadığı bir dünya “masal” tadındadır!
Oysa gerçekler öyle mi?
Bu ülkede 5 yaşındaki bir çocuk ana, baba zoruyla dilenmeye mecbur bırakılıyor ve el açmadığı için babasından dayak yiyor, akranları tarafından cezalandırılıyor!
Boynunda iple, yüzü gözü ve en önemlisi de yüreği yaralı olarak bir ağacın altına atılıyor.
Hava buzzz gibi soğukmuş, o daha anne kuzusuymuş kimin umurunda…
Hiç kimsenin!!
Ne kadar acı değil mi?
Ne kadar korkunç!
En kötüsü de bir kaç gün sonra unutulacak “her şey” gibi o çocukta, yaşadıkları da…
Hayal gelecek hastane odasında uyuduğu yatak, önüne konan sıcak aş…
Dönecek kendi dünyasına, kendi batağına…
Seçme şansı olsa ister miydi böyle bir yaşamı olmasını!
Diler miydi sevgiden, şefkatten yoksun bir dünyaya gelmeyi…
Hiç sanmıyorum!
Kim suçlu peki?
Minicik çocuğunu çalıştıran, dilendiren ana baba mı?
O çocuğa, onun gibi pek çok çocuğa kol kanat geremeyen devlet mi?
Yoksa bizler mi?
Hepsi, daha da fazlası hatta!
Aramızdaki tek masum, olan biteni kavramaya çalışan küçük Bedrettin ve daha niceleri…
Suçlu ise çok yakında…

Cumartesi, Ocak 16, 2010

El yazısı..

El yazısıyla başımız dertte..
Hem de epey!
Okumayı öğrendi gayet de güzel okuyor ama iş kağıda dökmeye gelince baştan savma yazıyor {du}..
Ödülle teşvik ettik "okunabilir" duruma geldi ama yine de çok iyi olduğunu söyleyemem..

Her Perşembe yazılı oluyorlar..
Daha doğrusu öğretmen söylüyor çocuklarda kağıda yazıyorlar ve ona göre yıldız vs alıyorlar. Bir de öğretmeni yazılı kağıdının altına düşüncelerini yazıyor. Bizim kağıtta genelde "Alperciğim daha güzel yazabilirsin. Daha dikkatli ve özenli olursan çok daha başarılı olacağına inanıyorum" tarzında notlar oluyor..
Cuma günü okula gidemediği için ben ödevleri almak için sınıfa uğradım. Yazılısını da verdi öğretmeni. Bu defa "Alperciğim yazın güzelleşmeye başladı ama daha da güzel olabilir" yazıyordu..
İlerleme kaydediyoruz sanırım!
Sömestr'a kadar bu işi çözersek süper olacak..

Alper bunu da başaracak hiç şüphem yok ama biraz uğraşacağız işte..
Göz zevkinizi bozmamak için temsili bir fotoğraf koydum :D
Bu kıyağımı unutmayın!!



Bu arada Alper iki gündür hasta :((
38,5'u geçmeyen sinsi bir ateşi var..
Halsizlik, iştahsızlık ve burun akıntısı da cabası..
Cuma günü okula bile gidemedi..
Umarım şu sinsi mikrobu yener bugün..
Oysa haftasonu ile ilgili planlarım vardı :((
Ne demişler "Kul kurar, Tanrı gülermiş"

Cuma, Ocak 15, 2010

Strawberry "beni özlemiş"..

Kozmetik alışverişimin büyük çoğunluğunu Strawberry'den yapıyorum..
Hem buradaki fiyatlardan çok daha ucuz, hem kargo ücreti yok, hem de 10 gün içinde elime ulaşıyor daha ne olsun değil mi?

Strawberry ilk kez alışveriş yapanlara farklı kozmetik ürünleri hediye ediyor. Bende hoşuma giden ürünler olduğunda farklı mail adreslerimle alışveriş yaparak bu fırsatı değerlendiriyordum.
Diğer mail adresime* "sizi özledik" diye sürekli mail yolluyorlardı bende bakalım ne kadar özlemişler diye o adresle alışveriş yapayım dedim ve siteye ışınlandım :D

* Mail adresine göre kişi kaydı tutuyorlar.



Sarah Jessica Parker'ın Lovely parfümü son zamanlarda favorim.
Gece Burberry Classic gündüz ise SJP Lovely'yi kullanıyorum epeydir.
Lovely'nin 50 ml'i yılbaşı dolayısıyla 46 TL'ye inmişti.
Evde yedeğimde kalmadığı için bu fırsatı kaçırmak istemedim.
Sepete Stila mini far fırçası {11 TL} ve Stila minimalist set'i {60 TL} de ekledim.
Set'e ihtiyacım yoktu aslında ama sırf kutusu için aldım.
Stila farlarım için boş pan'a ihtiyacım vardı ve dolusunu bulmuşken alayım dedim :D
İyi ki de almışım ama renkler çok hoşuma gitti, çok sevdim..

Hepsi 117 TL tuttu.
Ödeme sayfasına ilerleyince bana özel ekstra % 28 indirim yaptılar ve 85 Liraya aldım.
Epey karlı bir alışveriş oldu yani!

İyi ki beni özlemişsin Strawberry :DD
Pek memnun kaldım..

Çarşamba, Ocak 13, 2010

Avatar

Oğlum büyüdü artık!
7 yaşında kocaman bir adam oldu…
Artık sinema keyfi yapmak istediğimizde çizgi film ve animasyonlardan başka seçeneklerimiz de var!
Geçen ay Yılmaz Erdoğan’ın son filmi Neşeli Hayat’ı izlemiştik birlikte.
Bu defa ise rotamızı methini çok duyduğumuz Avatar’a çevirdik.



Filmin büyük bir kısmı animasyon olduğu için Alper’in de beğeneceğini düşündük ve Cumartesi akşamı eşim, oğlum ve ben düştük yola…
Mısırımızı, cipsimizi alıp kurulduk koltuğa…
1-2 dakika sonra film başladı ve resmen "şok" olduk!
Eşimle birbirimize bakıyoruz endişeyle…
Şimdi ne halt edeceğiz bakışı bu!
2 saat 45 dakikalık film, altyazılıymış meğer!
Kâbus gibi…
Çocuk daha 1 ay önce okumayı öğrendi düşünün çektiğimiz eziyeti…
Bilet alırken annelik içgüdülerim neredeydi acaba?
Nasıl akıl edemedim ben bunu!
Gişe görevlisine film Türkçe dublaj değil mi? diye sormak niye aklıma gelmedi!
Neden böyle bir hataya düştüm ben…
Alper şimdi sıkıntıdan patlayacak ve cânım film bize zehir olacak diye düşünürken oğlum yine olgunluğunu gösterdi ve "ben sadece görüntüyü izlerim" dedi.
Film boyunca eşim “sessizce” Alper'e olan biteni özetlemek zorunda kaldı ama değdi.
Oldukça keyifli bir film izledik.

Özenle hazırlanmış tüm sahneler, görsel bir şölen vardı beyazperdede…
Zamanın nasıl geçtiğini fark etmedik bile…
Pandora gezegeninde geçen sımsıcak bu öykünün mimarı Titanic filminin yönetmeni James Cameron. 4 yıl uğraşmış bu film için.
Bilim kurgu masallarını sevenler mutlaka izlesin bu filmi…

“Minik bir tavsiye”

Filme “minik” çocukları ile gidecek olanlar benim düştüğüm hataya düşmesinler.
Gişe görevlisine Türkçe dublaj seçeneği var mı diye sorun mutlaka!

İyi seyirler…

Diyalog

Alper elini kapıya sıkıştırdı Pazar günü..
Elinin kapının arasına sokup diğer eliyle kapıyı kapamaya çalışırsa olacağı buydu tabi!!
Gözümün önünde oldu bir de :(
Ev kazası işte..
Tırnağın dibindeki et kalkmış kanadı biraz..
Nanemolla oğlumun ödü koptu :d
İyice temizleyip yara bandı yapıştırdım.
Alper yaraya bakamıyor bile kırıldı elim galiba diye söyleniyor, ağlıyor..
Aradan 1-2 saat geçti..
Alper hadi gel kitap okuyalım dedim..
Alper gayet ciddi "Anneee bu elle mi okucammm haaa bu elle mi?" dedi!
{Halini bir görseniz o kadar ciddi ve sinirli ki!}
"Ben yarın okula nasıl gideceğimi düşünüyorum" diye de ekledi :D
Pehhh peh peh :D

Salı, Ocak 12, 2010

Bana sorun? {formspring.me}

Sorularınız için yandaki paneli veya http://formspring.me/Flame41
bu linki kullanabilirsiniz.

Bende Okuyorum!

Dün Alper'in sınıfında okumayı öğrenmeleri şerefine kutlama vardı..



Üzerinde "Bende Okuyorum" yazan pastayı hep birlikte kesip afiyetle yediler..
Öğretmenin eli omzunda duran çocuk Alper!
Tanıdınız değil mi? :D

Pazartesi, Ocak 11, 2010

Diyette 10.hafta..

Dün akşam eşime "çok mutluyum" dedim.
Hayırdır dedi!
Yarın sabah kendime kepekli tost yapacağım sebebi bu dedim..
Hayretle yüzüme baktı..
3 gündür ağzıma "lokma" ekmek koymadığım için bu sabah tost yiyebilmek büyük bir keyifti benim için :D
Ohhh yedimmm, mutluyum :p
İlk 3 gün sadece karbonhidrat son 3 gün ise sadece protein ile beslendiğim için zor bir hafta geçirdim ama değdi..
Bu hafta tam tamına 2100 gr vermişim..
2.5 ayda 10 kilo oldu..
Yuppi, yuppiii..

Perşembe, Ocak 07, 2010

Kapı süsü

Ne zamandır kapı süsü yapmak istiyordum.. A.Gizem hatırlıyorsun değil mi? Kaç yıl oldu :P 1 yıldan fazla oldu aklıma koyalı ama çerçeve için yeşil çelenk bulamamıştım. Bir kaç yerde vardı görmüştüm ama orada da fiyatlar pahalıydı.. Yılbaşı üzeri Koçtaş'a gittiğimizde tam aradığım gibi bir gövde buldum. Fiyatı da 6 liraydı :D Hemen aldım ve evdeki malzemelerle birleştirerek 2010'un ilk günü kapıma astım..  


Nasıl yaptım? 

 Aslında yazacak fazla bir şey yok! Hazır olarak aldığım yeşil çelengin üzerine çam ağacından kalan ve evde bulunan süsleri silikon tabancası ile yapıştırdım.

Çarşamba, Ocak 06, 2010

Yanınızda uyuyabilir miyim?

Çok sıkı kuralları olan bir anne değilim ben.
Keza eşim de öyle…
Bizim için oğlumuzun “anlık” mutlulukları kurallardan çok daha önemli!
Mesela Alper bizimle yatmaya bayılıyor.
Bu gece sizinle uyuyabilir miyim sorusuna “evet” yanıtını aldığında yüzünde oluşan tebessüm koca yatakta dip dibe uyumaya değiyor!
Bebekken de öyleydi zaten…
Düşünsenize bütün gece emen bir çocuk {2 yaşına kadar emzirdim ve sanırım bırakmasaydım hala emmeye devam ederdi!} ve sabah işe giden bir anne…
Bazı geceler ben kendimi oğlumun yatağında uyuya kalmış buluyordum bazen o bizim yatağımızda rüyalara dalmış oluyordu.
İki oda arasında büyüdü bir şekilde!
Zaten 15 yaşında anne – babasıyla uyuyan kaç çocuk var ki?
Sanırım “hiç”
Eee o zaman keyfini çıkaralım bu ânın diyorum ama yanlış mı yapıyorum-uz diye de sorgulamaktan alamıyorum kendimi!
Ebeveynliğin yazılı ve mutlak kuralları var mı sizce?
Gecenin bir vakti “anneeee yanıma gelll” diyen bir çocuğa hayır olmaz demek daha mı doğru!
Ya da “ortanıza yatıcam” diyerek aramıza sızmaya çalışan bir çocuğa hadi bakalım doğru odana demek mi gerekiyor!
Gerçi Alper yanımızda öyle tatlı uyuyor ki kurallar boş geliyor o an!
Bu da mazi olacak diye de fazla dert etmiyorum açıkçası.
Birçok şey gibi bu dönem de geçecek biliyorum.

***

Anlayacağınız bizim yatak odası uzun zamandır “üç” kişilik…
Alper iki oda arasında dolaşıp duruyor genelde…
Biz alıştık.
Siz de durumlar nasıl? Nasıldı?

Deliksiz uykular, güzel rüyalar…

Salı, Ocak 05, 2010

Kakaolu Muffin..

Dün akşam saat 21:00 suları..
Alper okuma tekrarı yapıyor, ben göz ucuyla Ezel'i izlemeye çalışıyorum.
Mutfakta ise ertesi gün için mercimek çorbası pişiyor..
Bizimki tutturdu çikolatalı kek diye..
Anne hadi yapalım ben karıştırıcam nolurrr diyor!
O saatte kek yapıp 45 dakika pişmesini beklemek istemediğim için Dia'dan denemek için aldığım Farina Bella kakaolu muffin'i yapmaya karar verdim.
Daha önce Hesi yapmış ve şurada da yazmıştı.
Hazırlaması 1 dk, pişmesi ise 15 dakika sürdüğü için çabucak yaptım.
Alper sıcak çikolata eşliğinde 3 tane yedi. İki tanesini de okulda yemek için beslenme çantasına koydu :D



Ben file fındık ile süsledim ama eğer isterseniz krem şanti veya çikalota sosu ile de servis edebilirsiniz..
Muffin karışımın fiyatı 3 - 4 liraydı.
Sade, tarçınlı ve tuzlu çeşitleri de var.
Bir daha ki sefere onları da deneyeceğim.
Size de tavsiye ediyorum..
Özellikle akşam acıkmaları!! ve ani misafirler için süper bir çözüm :D

Pazartesi, Ocak 04, 2010

Diyette 9.hafta..

Bu hafta kilo veremedim maalesef..
Yeni yıl rehavetinden olsa gerek :D
Hatta kilo vermemişim veee 300 gr su + 100 gr kas yağ'a dönüşmüş!
Bu bana yapılır mı yaaa :(
Yılbaşı gecesi yenen 1 dilim pasta ve 1 kase kuruyemişin suçu bu sanırım :D
Ben masumum!
Oysa ertesi günlerde dengelemeye çalıştım ama başarılı olamamışım..
Neyse moral bozmak yok nasılsa telafi ederim ben!!
Kendimi nasıl da teşvik ediyorum değil mi? :S

3'er günlük ayırma diyetleri ile metabolizmayı hızlandıracağız..
Bu haftanın açığını kapatırım inşallah..
Kapatırım, kapatırım :D

Yeni yılın ilk yazısı "diyet" oldu..
2010'da incelmeyi diliyorum ya idare edin :D