Çarşamba, Ekim 26, 2011

Uzun bir aradan sonra Strawberry alışverişi

Kozmetik alışverişlerine gelen yasaktan sonra makyaj malzemesi, cilt bakım ürünü ve parfüm almak tam bir eziyete dönüştü! Yasak!! çok ağır bir ceza oldu bence biz kadınlara... Vergilendirme yoluna gidilmektense direk YASAK getirilmesi çok anlamsız! Umarım düzelir, değişir bir gün bu düzen! Uzun bir aradan sonra geçen ay Strawberry'den ilk defa alışveriş yaptım. Yurt dışında yaşayan bir arkadaşımın adresine göndereceğim için çok fazla coşamadan!! bir kaç parça ürün aldım. Yolladığım ülkenin politikası gereği posta ve gümrük vergisi olarak arkadaşımdan 53 Euro talep etmişler. Ödedik tabi paşa paşa!! Sonra Strawberry'ye durumu anlatan bir mail yazdım sağolsunlar belgeler elinize geçince bize mail ile iletin tüm masrafınızı karşılayalım dediler. Para henüz hesaba ulaşmadı ama sorun çıkaracaklarını sanmıyorum. Neyse gelelim alışverişe... Dediğim gibi farklı bir ülke sorun çıkar mı emin olamadığım için uygun fiyatlı ürünler seçtim ve arkadaşımdan rica ettiğim için de bir kaç parça alabildim sadece :(

Roc'un makyaj temizleyicileri burada 30 küsür liraya satıldığı için 13 TL'lik fiyatı görünce evde 1 tane yedek olmasına rağmen iki tane daha aldım. Bare Escentuals'un açılı allık fırçası seyahat boyu gibi birşey çıktı! Çantada taşımak için ideal ama istediğim bu değildi benim. 2 adet Mac allık ve 1 tane de Loreal pudra ekledim sepete...

Mac'in Her Blooming allığını aceleyle seçtim ve sipariş verdikten sonra pişman oldum! Özellikle swatchları beni korkutmuştu ama yüzümde denedikten sonra sevdim. Tam bir pembe! Fiyatı 33 TL

Mac Pet Me Mineralize allık ise hafif pembeye bakan şeftali tonlarında çok cici bir allık. 40 TL

Her Blooming ve Pet Me'nin swatchları.. 


Loreal'in fırçalı mineral pudrasının 410 Light Ivory rengini aldım. 16,5 TL

Strawberry yeniden Türkiye'ye ürün gönderimine başladığını müjdeledi geçen hafta ama fiyatlar şimdilik oldukça pahalı! Biraz daha bekleyip yeni bir sipariş vermeyi düşünüyorum.

Pazartesi, Ekim 24, 2011

Van!

Aynı acıyı yaşadık 12 yıl önce...
Hem de depremin tam göbeğinde!
Ne haldeler, nasıl korktular, ne hissettiler çok iyi anlıyorum.
99 depreminde ağabeyime nasıl sarıldığımı, annemin sesini duyana kadar yaşadığımız çaresizliği dün gibi hatırlıyorum.
Hala aklıma geldikçe gözlerim doluyor, ellerim titriyor.

*

Van'da yaşanan felaket bir kez daha ne kadar hazırlıksız, biçare olduğumuzu gösterdi.
Şimdi vakit durup düşünme vakti değil.
Birlik olmalı ve kanayan yaraları, acıları hep birlikte sarmalıyız.

Nasıl mı?

Evinizdeki battaniyeleri, kışlık giysileri, fazla ısıtıcıları paketleyip belediyeler veya ücretsiz taşıma yapan kargo firmaları ile Van'a ulaştırabilirsiniz.
İmkanınız varsa su, süt, bebek bezi, ped, çocuk maması da ekleyebilirsiniz paketlerinize...
Veya cep telefonlarınız ile 5 TL'lik SMS bağışlarında bulunabilirsiniz.
Kızılay'a web sitesi üzerinden online bağışta bulunabilir veya 2868'e boş sms atabilirsiniz.
Ayrıca tüm operatörlerden 2930′a AKUT yazıp yine 5TL'ye katkıda bulunabilirsiniz.


Üst üste ne acılar yaşadık..
Allah daha beterinden korusun!!

Çarşamba, Ekim 19, 2011

Acı!!

Ne fena bir gün!!
Ne kadar anlamsız kelimeler...
Ateş düştüğü yeri yakar!
Kim bilir hangi anaların, babaların, kardeşlerin, sevgililerin yüreğine düştü şimdi o ateş!
Gözü yaşlı kimler kaldı geride...
Vatan sağolsun dedik yıllardır, bağrımıza taş bastık ama birileri dur desin artık bu kedere!!
Bizim için hayat devam ediyor belki ama bazı evlerde hayat durdu!!



Tüm şehitlerimizin yakınlarının, tüm halkımızın, hepimizin başı sağolsun...
Bu son olsun!!

Cuma, Ekim 14, 2011

Kösem Sultan'ı izledik

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları “Kösem Sultan” oyunuyla Perşembe günü perdelerini açtı.

Biz de 2 aile çocukları da yanımıza katıp 3 saat süren bu keyifli oyunu izledik dün akşam.
Alper okulda izlediği kısa tiyatrolardan sonra ilk defa hem de üç saat süren kalabalık bir oyun izledi tiyatro sahnesinde ve hiç sorun çıkarmadı!
1 haftadır merakla tiyatroya gitmeyi beklediği için pür dikkat izledi Kösem Sultan'ı ve şaşırdı bir annenin yapabildiklerine...



Turhan Oflazoğlu'nun "Deli İbrahim" ve "4. Murat'tan" sonra kaleme aldığı "İktidar Üçlemesi'nin" son eseri olan “Kösem Sultan” kendi oğlunu bile gözünü kırpmadan öldürebilecek kadar acımasız bir iktidar hırsının, bireyi, toplumu ve devleti ne hale dönüştürebileceğini tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor.

40 oyuncunun rol aldığı oyunun yönetmeni Murat Atak, dekor tasarımı Tayfun Çebi, kostümler ise, Funda Çebi Bozdoğan tarafından hazırlanmış. Müzikleri Murat Gedikli’ ye ait olan oyunun koreografisini Ferdi Yıldız ve ışık tasarımını ise Ersen Tunççekiç tasarlamış.



Büyükşehir Tiyatrolarının en başarılı ve en çok oyunda rol alan oyuncusu seçilen Aydın Sigalı ödülünü Cihan Ünal'dan aldı. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Nejat Birecik ve Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu'da ilk kutlayanlardan biriydi.

İlk hafta full dolu oynayan oyunu Kocaeli ve çevresinde yaşayanlar kaçırmasın bence...
İyi seyirler!

Perşembe, Ekim 13, 2011

Ailemizin yeni üyeleri!

Başlığa bakıpta Alper'e kardeş geliyor falan sanmayın sakın!
Biz o defteri kapadık çünkü :)

Ailemize katılan yeni üyeler on tane minnik ciklet balığı 1 tane de sevimli kapluş Cingöz.



Adı Cingöz..
İsmiyle müstesna bir kişilik!
Nasıl meraklı, nasıl cin!!
Eve geldiğimizi anlıyıp nasıl uzatıyor başını bir görseniz!
Arada yuvasından kaçtığı için şimdi fanusa yerleşti.
Yok yok cezalı değil!!
Kendi sağlığı ve bizim de ruh sağlığımız için :)))



Bu akvaryumda da cikletler yaşıyor.
Ben ciklet diye bir balık türü olduğunu onların sayesinde öğrendim.
Alper ise sürekli "arama motoruna" balıklarla ilgili bir şeyler yazıyor.



Sonra da anne - baba diye anlatmaya başlıyor öğrendiklerini heyecanla...
Hani bazen işten yorgun argın gelirsin ve hiç konuşmadan öyle durmak istersin ya hahh işte o ana denk gelirse böyle mevzular fena, çokkk fena!!



Sevimliliklerine bakar mısınız?
Akvaryuma yerleşir yerleşmez hepsi kendilerine bir yer seçti!
Nasıl bağlılar evlerine, nasıl saygılılar birbirlerine şaşarsınız...



Burası benim yuvam, yaklaşmayın der gibi bakmıyor mu?



Kayığın altındaki meraklı gözü gördünüz mü?

İyi haftasonları...

Pazartesi, Ekim 10, 2011

Minik bir söyleşi

Soran Anne sitesi ile minik bir röportaj yaptım.
Okumak isterseniz buraya tıklayın...

Cuma, Ekim 07, 2011

Ray Ban 4139 güneş gözlüğüm

Güneş gözlüğünde en sevdiğim markalardan biri Ray Ban.
Bir önceki Ray Ban gözlüğüm "4097" de sorun yaşadığım halde {Gözlük camı komple soyuldu ve yeni cam sipariş etmek zorunda kaldım.} yine de RayBan'dan vazgeçemedim ve biraz daha büyük modeli olan 4139'u aldım.
Daha doğrusu oğlumun "yeni yaş" hediyesi oldu bana...



YKM RayBan gözlükleri 575'e sabitlemiş ve % 50 indirim yapmış. % 10'da doğumgünü indirimi olunca önümüzdeki yıla hazırlık olur diye alıverdik...

Severek kullanmaya başladım hatta :)

Perşembe, Ekim 06, 2011

Yeni yaşım ve ben!

Bugün benim doğum günüm!
31 yıl önce, puslu bir sonbahar gününde hayata gözlerimi açmışım.
İlk çocuğunu hastanede dünyaya getiren annem 2.’de evde doğum yapmayı seçmiş.
Aile fertleri salonda bir aşağı, bir yukarı gezinirken de gelivermişim dünyaya…



Peki, ben kimim?

Fazla söze gerek yok aslında tipik bir Terazi kadınıyım!
Yükselenim ise Başak…
Burcumun özelliklerini eksiksiz taşırım.
Dengesiz ama hassas, adil ama kararsız, objektif ama tutarsızımdır!
Venüs tarafından yönetilen her kadın gibi zevkliyimdir!
Kahvekoliğim...
Elimin değdiği her şeye başkalık katmak isterim.
Aksesuar’a, kozmetiğe, bakım’a, çanta ve ayakkabılara para harcamaya bayılır, dikkat çekmeyi severim.
Düzenliyimdir.
Kontrollü olmaya çalışsam da dengeler şaştığında ortadan kaybolmayı tercih ederim :)
Zeytinyağı gibi üste çıkmayı marifet saymam ama denediğim olmuştur!
Genelde haklıyımdır!
Muayyen dönemlerde çekilmediğim oğlum ve eşim tarafından tasdik edilmiştir.
Uyumlu ve yumuşak başlı gibi görünsem de hırslı bir kişiliğe sahibim.
İnsanlarla arama mesafe koyar, genelde kibar olmaya çalışırım.
İlişkilerimde şefkat, anlayış, istikrar ve güven ararım.
Bana gösterilen özenin fazlasını karşımdaki kişiye gösteririm.
Aklımla hareket etmeye çalışsam da kimi zaman duygularımın esiri olmuşumdur!
"Hayatı seviyorsanız, zamanınızı boşa geçirmeyin. Çünkü zaman hayatın ta kendisidir" sözünü benimserim.
Kendi bağımsızlığımda yaşamayı, hayatıma kendim yön vermeyi ve bu uğurda kimi zaman cesurca adımlar atabilmeyi hayal ederim hep.
Belki bir gün o da olur…

Hoşlanmam!

Patavatsızlıktan ve dolayısıyla patavatsız kişilerden,
Açık sözlülükle boşboğazlığı birbirine karıştıranlardan,
Evdeki düzenin değişmesinden,
Haklıyken haksız duruma düşmekten,
Çaçaron kadınlardan,
Laubali erkeklerden,
Daima çok bilenden,
Hatayı asla kendinde aramayan kişilerden hiç hoşlanmam…

Benden bu kadar!
Gidip pastamdaki mumları söndürmem gerekiyor artık!
Biraz da siz kendinizden bahsedin…

Not: Geçen yıl Hamarat Diva için yazmıştım bu yazıyı...
Bu yıl da blogda olsun!!

Pazartesi, Ekim 03, 2011

Akşam..

Alper ile evde yalnızsak...
O odasında ders yapar bense...

Cumartesi, Ekim 01, 2011

Kaçamak!

Cumartesi çalışıyor olmanın kötü yanları yok sadece!
İyi yanı güzel lezzet duraklarında mola verme imkanı sunması...
Kötü yanı daha fazla belki ama hayata iyi tarafından bakmayı bilmekte gerekiyor değil mi? ♥



O yüzden Cumartesi demek "minik" kaçamaklar demek bazen...