Dream Catcher / Rüya kapanı / Düşkapanı

Son yıllarda oldukça popüler bir trend bu...

Ben de uzun zamandır yapmak istiyordum ama bir türlü fırsat bulamamıştım!

Karantina döneminde bunu da aradan çıkarmış oldum...

Pinterest'te kendime ilham verici görseller buldum ve eldeki malzemelerle yazlıkta yatak başında kullanmak için bu Dream Catcher / Rüya kapanı / Düşkapanı artık ne derseniz onu yaptım.

Rahmetli anneannemden, yengem, kayınvalidem ve annemden hatıra danteller çekmece içlerinde bekliyordu. Böylece yerlerinden çıkıp değerlenmiş oldular.

Malzemeler: İstediğiniz büyüklükte doğal görünümlü dal parçası, farklı boyutlarda kasnak, dantel, kağıt ip, ince kurdeleler...

Aslında tarif edecek pek bir şey yok! Görsellere bakarak kolayca yapabilirsiniz siz de...

Kasnağa iğne ve iplik yardımıyla gergin bir şekilde dantelleri diktim. Uçlarına da farklı boylarda kestiğim kurdele ve kağıt ipleri bağladım.

Kasnakları yine kağıt ipler yardımıyla önce birbirine sonra da (bu aşamada silikon tabancası da kullanabilirsiniz) asacağım dal parçasına bağladım. Kocam bey :) dalı ince matkapla deldi ve kağıt ipi oradan geçirip duvara astık. 

İşte bu kadar basit...

Pinterest'te bana ilham veren görselleri de size kolaj yaptım.

Umarım siz de çekmecedeki dantelleri çıkarır ve denersiniz 💗

Neler İzledim - 4

Netflix'de izlediğim dizi ve filmleri bloga not almaya devam ediyorum.

Bu defa 4 dizi ve 2 yerli filmden bahsedeceğim.

Biz Böyleyiz: kadrosunda Berrak Tüzünataç, Engin Öztürk, Şebnem Bozoklu, Özge Özpirinçci, Meriç Aral, Boran Kuzum ve Hümeyra'nın olduğu tatlı bir Türk filmi. Sinemada izleme şansım olmamıştı o yüzden Netflix'e gelince hemen seyrettim. Filmde ellerinde büyüdükleri Nezihe'nin hastalığı sebebiyle yıllar sonra yeniden bir araya gelen, İstanbul'dan İzmir'e giden bir arkadaş grubunun hikayesi anlatılıyor.

Yarına Tek Bilet: Netflix yapımı ilk Türk orijinal filminin yönetmen koltuğunda Ozan Açıktan oturuyor. Başrollerde ise Dilan Çiçek Deniz ve Metin Akdülger yer alıyor. Film İzmir'e giden bir trende yolları kesişen Leyla ve Ali'nin yol boyunca aralarında geçen diyaloglar üzerine kuruluyor. İkilinin sürtüşmeyle başlayan ilişkisi, birbirlerini tanıdıkça aslında geçmişe bir sünger çekmek istediklerini fark etmeleri ve kendi gerçekleri ile yüzleşmeye başlamalarıyla farklı bir yola evriliyor. Çok eleştirilmiş ama tek bir mekanda geçesine rağmen insanı sıkmıyor, ben beğendim.

Sweet Magnolias: Serenity adlı kasabada yaşayan 3 yakın arkadaşın hikayesini anlatan dizi 50'şer dakikalık 10 bölümden oluşuyor. Çok fazla entrika, dram, aksiyon yok o yüzden aynı tempoda akıyor ama yine de sevdim ben... 

Girls From Ipanema: Eşiyle yeni bir hayata başlamak için Rio de Janeiro'ya giden ev hanımı Malu, terk edildiğini anlayınca hayali olan müzik kulübünü açmaya karar verir. Orada bir grup kadın ile yakın dostluklar kurar, karşısına çıkan engelleri aşmak için mücadele eder. 1950'lerde geçen 2 sezonluk bir dizi. 3 Sezon onayını da almış.

Orman: Harlan Coben'in aynı adlı romanından uyarlanmış, 6 bölümden oluşan Polonya yapımı mini dizi. 1994 ve 2019 yılları arasında gidip geliyor hikaye. Varşova savcısı Pawel Kopinski'nin bulduğu bir ceset yıllar önce yaz kampında ortadan kaybolan kız kardeşi ile bağlantılı çıkar. Olayları çözmek ve kardeşine ne olduğunu bulmaya çalışan Pawel yaz aşkı ile gerilim dolu bir maceraya atılır.

Queen of the South: Arturo Pérez-Reverte imzalı çok satan romandan uyarlanmış bir dizi. Netflix'te 4 sezon var ama ben henüz 2. sezonu bitirdim. 13'er bölümden oluşan dizi sıradan bir hayatı varken sevgilisinin ölümüyle uyuşturucu dünyasının içine girmek zorunda kalan Teresa'nın yaşadıklarını anlatıyor.

Neden Ambalajlı Süt?

Çocukluğumda en sevdiğim şeylerden biri de  ben okuldan geldikten sonra yemeğimi yerken kapının çalması, sütçünün gelmesi ve annemin tencerelere doldurttuğu sütü kaynatmasıydı.  Niye derseniz, mis gibi tazecik sütü kaynadıktan sonra ılıtıp lıkır lıkır içmeyi çok severdim. Her ne kadar kaymağını ayırsam da o kaymak sonra birikir, kahvaltıda balla kavuşur, ekmeğime konardı.
Sonra aradan yıllar geçti. Ben büyüdüm. Haliyle biraz azalttım süt içmeyi. Ama yine de hiç vazgeçmedim süt sevgimden.
Eskisi gibi sütçü gelmiyor kapıya ama her yerde açıkta satılan süt görmeye başladım.  Neredeyse her köşe başında açık süt bidonları var. Her ne kadar kaynamış sütü bardağa koyup ılıttıktan sonra içmeyi özlesem de açıkçası ben açık süt almıyorum. Çünkü güvenemiyorum. Sizde de öyle mi?

Açık sütlerin nereden geldiğini tam bilmiyorum. Bunca virüs, bakteri, mikrop ortalıkta dolaşırken ben bu sütleri güvenip alamıyorum. Bu konuda biraz araştırma da yaptım. Açık süt hakkında öğrendiklerim bu konudaki şüphelerimi haklı çıkardı.



Öncelikle en şaşırdığım nokta şuydu; açık süt aldığımızda evde kaynatırken besin değerinde ve vitaminlerinde ciddi kayba neden oluyoruz. Zaten çocuklar ve yaşlılar sütü özellikle besin değeri için tüketiyor. Onu  da neden kaybedelim ki?  Ayrıca ambalajlı UHT ve pastörize sütler kontrollü bir şekilde ısıl işlemden geçtiği için besin değerini korurken, insan sağlığına zararlı mikrop ve bakterilerden arındırılıyor. Ama açık sütler denetlenmediği için bu sağlık riski hep var. Çok ürkütücü!
Bir de “ısıl işlem” kulağıma biraz garip gelmişti ki onu da araştırdım. Isıl işlem dediğimiz şey zaten tüm dünyada insan sağlığına zarar verme potansiyeli yüksek mikroorganizmaların sütten uzaklaştırılması amacıyla uygulanan bir teknolojik yöntem. Bu yöntem esnasında sütlere katkı maddesi de eklenmiyor. Ayrıca Isıl İşlem Görmüş İçme Sütleri Tebliği diye bir tebliğ var ve sütler bu tebliğe uygun olarak ısıl işlemden geçiriliyor. Tabii bir de işin teknolojik boyutu var. Isıl işlem olarak kullanılan pastörizasyon ve UHT teknolojileri, tüm dünyada kullanılan, sağlık otoriteleri tarafından da kabul edilmiş en ileri teknolojiler. Teknolojiye güvenmenin ve kendi faydamıza kullanmanın güzel bir örneği yani süt meselesi.

Ben bu nedenlerle ambalajlı sütleri tercih ediyorum anlayacağınız. Zaten açık süte en başında soru işaretiyle yaklaşırken, şimdi bu araştırmalarımla tamamen uzaklaştım, ambalajlı pastörize ve UHT sütlere güvendim. Eğer hala soru işaretleriniz varsa lütfen konuyu burada bırakmayın ve siz de biraz araştırın.
Bir boomads advertorial içeriğidir.

Alper'in kitap şeklindeki 17. yaş pastası

Karantinadan dolayı okullar 12 Mart'ta eğitime ara verince Alper'i çok fazla kalabalıkta, apartman hapsinde! tutmak istemedik ve Haziran başında Babaannesi ve dedesinin yanına Didim'deki yazlığa götürdük. Ben haftada 2 gün işe gidip geri kalan zamanlarda evden çalıştığım için, eşim ise Mayıs ayı itibarıyla full-time işe döndüğünden doğum gününde maalesef Alper ile birlikte olamayacağımızı tahmin edip hediyesini önceden vermiş, kutlamıştık.

Ama 21 Haziran Pazar Alper'in 17. doğum günü ve bizim de hafta tatilimize denk geldiği için Cumartesi günü dayanamadık (eşim 4-12 çalıştığı için) gece 01:00'de yola çıkıp 24 saatliğine Didim'e gittik.

Alper kitap okumayı çok sevdiği hatta ufak ufak denemeler, hikayeler yazdığı için ona son dakika kitap şeklinde bir pasta yaptırmaya karar verdik. Hem bizi hiç beklemediği anda karşısında görecek hem de ona özel düşünülmüş bir pasta olduğu için de çok şaşıracaktı...
Tahmin ettiğimiz gibi de oldu!
Sabah 7'de evdeki herkes uyurken biz eve girip Alper'e sürpriz yaptık!
Dün akşam biz gelmiyoruz diye epey buruk uyumuş, o yüzden acayip sevindi...
17 yaşına da gelse anne-baba yanında olsun istiyor tabi çocuk...



Cumartesi günü gitmeye karar verince ben eşim işteyken Instagram'daki butik hesapları inceleyip yazışmaya başladım. Ertesi gün teslimat ve istediğim model konusunda anlaşınca bu hesaptan sipariş verdim.



Neyse ki pasta tam istediğimiz gibi oldu.
Alper'de çok sevdi...
Bu yazıyı da ilerde bize hatıra kalsın diye yazmak istedim.

Nice yaşlara oğlum...

Künefe

Evde yapmayı denemediğim bir künefe kalmıştı sanırım :)

Neyse ki onu da denedim...

Sonuç baya başarılı oldu bence...

Yapması azıcık yordu beni ama değdi!

Malzemeler: 250 gr çiğ kadayıf, 200 gr künefe peyniri veya dil peyniri, 100 gr tereyağ, 1 yemek kaşığı pekmez, çiğ Antep fıstık içi. (Ben hazır bulamadım o yüzden çiğ fıstıkları ayıklayıp kaynar suda 10 dk beklettim ve kabuklarını soyup kullandım. Bu beni epey zorladı.)

Şerbet: 1 bardak su, 1.5 bardak toz şeker

Yapılışı: Şerbet için su ve şekeri kaynat. Kaynayınca 3-4 damla limon suyu ekleyip 7-8 dk daha kısık ateşte pişir. Şerbeti ılımaya bırak.

Suyun içerisinde bekletilmiş, tuzu iyice arınmış künefe veya dil peynirini rendele. 75 gr tereyağını erit. İçine 2 yemek kaşığı şerbet ekle ve kadayıfın içine koyup rondodan geçir. Künefe tepsisinin tabanını 25 gr terayağı ve pekmez ile kapla. Kadayıfın 3/2’sini kadayıf tepsisine ser. Kadayıfların üzerine ağırlık ile iyice bastırıp sıkıştır. Üzerine tepsinin kenarlarına çok yaklaştırmadan rende peynir ve fıstık içi koy. Kalan kadayıfı üzerine ser. Çok kısık ateşte çevire çevire yavaş yavaş pişir. Çok çabuk yanıyor o yüzden dikkatli olun. Tabak yardımıyla ters çevirip diğer tarafı da pişir. Yaklaşık 10 dk'da pişiyor. Sıcakken üzerine ılık şerbeti döküp fıstık ile süsleyin. 

Afiyet olsun...

Profiterol

Profiterol sevmeyen yoktur sanırım.

Hele tamamen el yapımı olursa lezzetinden

Zor gibi görünse de oldukça kolay aslında sadece biraz el oyalıyor.

Hamur için malzemeler:

1 bardak su

100 gr tereyağ 

1 bardak un

3 yumurta 

1 çimdik tuz

1 çay kaşığı şeker

Yapılışı: Kaynamış 1 bardak suyun içinde tereyağını eritin. Ardından unu ilave edip pürüz kalmayana kadar karıştır. Oldukça pürüzsüz yumuşak bir hamur oluyor. Altını kapatıp soğumaya bırak. Soğuduktan sonra 2 yumurtayı (mutlaka) teker teker ilave edip kaşık yardımıyla yedir. 3. yumurtayı koyduktan sonra üzerinden topak kalmaması için mikserle karıştır. Yapışkan bir hamur elde ediyoruz. İster 2 tatlı kaşığı ile veya sıkma torbası ile 30 ad beze çıkıyor. Yağlı kağıt serdiğiniz tepsiye topları aralıklı olarak sıkıyoruz. Hepsini aynı büyüklükte yapmaya dikkat edin. Önceden ısıtılmış 180 derecede üzerleri pembeleşip içleri iyice kuruyana kadar pişiriyoruz. Topların sönmemesi için ilk 20 dk fırını açmayın. Arada içlerini kontrol edin ve tamamen kuruyunca fırından çıkarıp soğumaya bırakın. 30-35 dk'da pişiyor.

Krema için malzemeler:

4 bardak süt

1 bardak şeker 

4 yemek kaşığı un

1 yemek kaşığı nişasta

1 paket vanilya

1 yumurta sarısı

Yapılışı: Süt, şeker, un, nişastayı karıştır. Daha sonra yumurta sarısını ekleyip karıştır ve orta ateşte sürekli karıştırarak kaynayıp kıvam alana kadar pişir. Ocağın altını kapadıktan sonra vanilyayı ekleyip yeniden karıştır. Oda sıcaklığına geldikten sonra buzdolabında soğumaya bırak.

Çikolata sosu için malzemeler:

1 paket krema

1 çay bardağı süt

1 tatlı kaşığı tereyağ

2 tatlı kaşığı toz şeker

200 gr çikolata (2 paket bitter, 1 paket sütlü)

Yapılışı: Krema, süt, tereyağ ve şekeri ocakta kaynayana kadar karıştır. Kaynadıktan sonra parçaladığınız çikolataları ekleyip kaynayan sosa ekleyip ilave et. Karıştırarak erimesini sağla. Bekledikçe sos kıvam alıyor. Buzdolabında soğut.

Soğuyan topları soğuk kremayla doldur. İster ikiye bölün ister sıkma torbasıyla topların içine ilave edin. Ardından soğuk çikolata sosu ve kavrulmuş fındık ile servis edin.

Afiyet olsun...

Dark final sezonuyla 27 Haziran'da Netflix'de

İlk iki sezonuyla dünyayı kasıp kavuran Dark üçüncü ve final sezonuyla 27 Haziran’da tüm dünyayla aynı anda sadece Netflix’te...



60 dakikalık 8’er bölümden oluşan final sezonunda Dark, zaman ve mekan kavramlarının ötesine geçerek zihnin sınırlarını zorlayan bir sona yaklaşıyor. Yeni bir dünyaya geçiş yapan Jonas, Winden'ın kendi kaderi için ne anlama geldiğini bulmaya çalışır. Diğer dünyada kalanlar ise artık sadece zamanı değil mekanı da büken döngüyü bozmanın yollarını arayacak. İki dünya...
Karanlık ve aydınlık...
Ve tüm bunların merkezinde trajik ve destansı bir aşk hikâyesi…

Etsiz çiğ köfte yaptım!

Pandemi öncesi ayda 1-2 kez dışarıdan çiğ köfte sipariş ederdik.

Karantinada iş başa düştü tabi!

Bizim damak zevkimize tam uyan bir tarif.

Umarım dener ve seversiniz...

Malzemeler: 2 su bardağı ince çiğ köftelik beyaz veya esmer bulgur. 1 orta boy soğan, 1 yemek kaşığı biber + 1 yemek kaşığı domates salçası, 1 çay kaşığı kimyon, 1 çay kaşığı karabiber, 1 çay kaşığı tuz, 1 tatlı kaşığı pul biber, 1 bardak domates suyu, 2 yemek kaşığı nar ekşisi, 1/2 çay bardağı zeytinyağı,  1/2 çay bardağı limon suyu, 2 yemek kaşığı isot, 1-2 diş sarımsak. 

Yapılışı: Bulgurun üzerine rondoda püre haline getirilmiş soğan ve sarımsağı ilave et. Ardından salça, limon, zeytinyağı ve baharatları ekle. İsotu 1/2 çay bardağı kaynar suda 10 dk bekletip karışıma süzmeden ilave et. 35-40 dk sürekli avuç içlerinizi tepsiye bastırarak yoğur. Bulgur iyice şişip yumuşadığında hazır demektir. Eldiven yardımıyla elinizde kolayca şekil vererek doğranmış limon, nar ekşisi, marul ve lavaş ile servis edebilirsiniz.

Not: Çiğ köfte size çok geldiyse şekil vermeden yuvarlak bir top yapıp buzdolabı poşetinde 1-2 gün muhafaza edebilirsiniz. Servis etmeden önce yoğurup elinizle şekil vermeniz yeterli. Sürekli çiğ köfte yapacaksanız çiğ köfte tepsisi edinmeniz işinizi baya kolaylaştırır. 20 TL'ye falan satılıyor. Ben ilk denemeden sonra hemen aldım :)

Afiyet olsun...

Tiriliçe

Eşimin çok sevdiği bir tatlı Tiriliçe ama ben ilk kez denedim o yüzden tipi biraz olmadı :)

Malzemeler 

Pandispanya: 4 yumurta, 1 su bardağı toz şeker 1 paket kabartma tozu, 1 paket vanilya, 1 su bardağı  + 1 tepeleme yemek kaşığı un. 

Karamel için: 1 su bardağı şeker, 1 yemek kaşığı tereyağı, 250 ml krema.

Sütlü şerbeti için: 4,5 su bardağı süt, 1 paket krema, 3 yemek kaşığı şeker.

Krem Şanti: 1 su bardağından 1 parmak eksik çok soğuk süt, 1 paket krem şanti.

Yapılışı: Pandispanya için yumurta ve toz şekeri 6-7 dk iyice beyazlaşana kadar çırp. Un, kabartma tozu ve vanilyayı elekten geçirip ilave et. Spatula ile yumurtaları söndürmeden yedir. Kare borcama karışımı dök ve tezgahın üzerini vurup havasını çıkar. Üzeri pembeleşene kadar 180 derecede pişir.

Karamel için çelik bir tavada 1 su bardağı şekeri yakmadan kısık ateşte karıştırarak erit. Şeker eriyince tereyağı ekleyip karıştır. Ardından ısıtılmış kremayı ilave edip eriyene kadar karıştır. Soğumasını bekle. Çok kalınlaşmaması için oda sıcaklığında soğut.

Sütlü şerbetin yapılışı; Soğuk süt, krema ve şekeri tüm malzemeler birbirine karışıp şeker eriyene kadar güzelce karıştır. Pişip oda sıcaklığına gelen pandispanyanın üzerini kürdan yardımıyla delip soğuk sütlü şerbeti azar azar kepçe yardımıyla dök.

Krem Şanti: Süt ile toz krem şantiyi hazırla. Sütün çok soğuk olmasına dikkat et. Buzlukta hazırlamadan önce 5-6 dk tutabilirsin. Üzerini süslemek için krem şantiden 1,5 yemek kaşığı ayırıp azıcık soğuk suyla çırpıp akışkan bir kıvama getirip krema şırıngasına ayır.

Islak kekin üzerine dikkatlice krem şantiyi keki ezmeden spatula yardımıyla dikkatlice yay. Karamel sos bu aşamada soğumadıysa keki dolaba kaldırıp bekleyin, sıcak dökerseniz krem şanti eriyor. Karamel sos soğurken kalınlaştıysa sıvı olması için süt veya krema ile sosu açabilirsin. Benim sos ilk denemede yoğun olduğu için üzerine şekil vermede zorlandım.

Ayırıp krema torbasına aldığımız krem şantiyi yatay olarak 2 parmak aralıkla tepsiye çizgiler halinde çekip kürdan yardımıyla yukarıdan aşağıya çizikler yap. Buzdolabında soğuttuktan sonra dilimleyerek servis edin. Afiyet olsun...

Not: Dilerseniz hazır karamel sosları da tercih edebilirsiniz.

Netflix'in ilk yerli filmi Yarına Tek Bilet

Netflix, merakla beklenen ilk Türk orijinal filmi Yarına Tek Bilet’in resmi fragmanını paylaştı. Başrollerini sevilen oyuncular Dilan Çiçek Deniz ve Metin Akdülger’in paylaştığı filmin yönetmen koltuğunda Ozan Açıktan yer alıyor.

Film, Ankara’dan İzmir'e doğru bir yolculuk sırasında birbirine rastlayan iki yabancının romantik hikayesini konu alıyor. İkilinin sürtüşmeyle başlayan ilişkisi, birbirlerini tanıdıkça aslında geçmişe bir sünger çekmek istediklerini fark etmeleri ve kendi gerçekleri ile yüzleşmeye başlamalarıyla farklı bir yola evrilir.




Şimdiden büyük ilgi uyandıran “Yarına Tek Bilet” tüm dünyayla aynı anda 19 Haziran’da Netflix’te yayına girecek.

Çilekli Milföy Pasta

Yapılışı oldukça kolay, sunumu çok şık, yemesi biraz meşakkatli bir tarif. 
Hemen anlatmaya başlıyorum :)

Malzemeler: Milföy, 600 ml süt, 2 çay bardağı toz şeker, 4 yemek kaşığı un, vanilya, 1 yemek kaşığı tereyağ. Üzeri için pudra şekeri, içine dilimlenmiş bol çilek 🍓 

Yapılışı: Milföyleri üzeri çok hafif pembeleşene kadar 200 derecede pişirdim. Milföyler ılındıktan sonra ikiye kestim. Diğer tarafta muhallebiyi pişirip soğuttum. Milföyün ilk katına krema sıkıp dilimlenmiş çilekleri dizdim. Yeniden çok az krema sık milföyü yapıştırdım. Krema çilek 1 kat daha çıktıktan sonra 3. milföyü kapak yaptım. Üzerine pudra şekeri serpip çilek ile süsledim.

Not: Mutlaka günlük olarak pişirip servis edin. Ertesi güne dayanmıyor.  

Cadence'in dantel rengiyle tepsi boyadım

Uzun süre evde kalınca parfümlerim için kullandığım tepsinin rengini değiştirmeye karar verdim.

Elimde Cadence'in multisurfaces hybrid boyalarından dantel rengi vardı. 

Onunla iki kat boyadım. 



Tepsinin önceki hali...

Cadence Hybrid Acrylic Multisurfaces boya, dantel rengi...

Boya, detay fırçası, rulo fırça ve yarı mat akrilik vernik kullandım.

Kat aralarında 1 gün ara vererek, 2 kat boyadım. Üzerine ise 3 saat arayla 3 kat vernik sürdüm.

İlk deneme için, sonuç bence oldukça başarılı.

Banana Bread / Muzlu Ekmek

Instagram'da oldukça popüler bir tarif bu kek görünümlü muzlu ekmek...

Ben de evde kalan kararmış muzları görünce denemek zorunda kaldım :)

Mikser falan gerektirmeyen elde kolayca yapılacak epey pratik bir tarif. 

Ben Bengi Kurtçebe'nin tarifini denedim.

Malzemeler: 3 olgun yerli muz (ithal ise 2 ad), 2 yumurta, 2 bardak un, 1/2 bardak şeker, 1/2 bardak süt, 1/2 bardak sıvı yağ, 1 kaşık pekmez, 1 çay kaşığı tarçın, 1/2 pk kabartma tozu, 1 pk vanilya, 1 fiske tuz, kavrulmuş susam, 1 yemek kaşığı fıstık ezmesi veya tahin/fındık ezmesi vs...

Çikolata parçası ve ceviz içi, üzerine kavrulmuş fındık ve muz.

Yapılışı: Muzu çatalla iyice ezin. Ben smoothie makinesinde çok az süt ile homojen hale getirdim. Muz ve yumurtayı tel çırpıcı ile karıştırıp un, vanilya, tarçın ve kabartma tozu ekleyip yeniden karıştırdım. Sıvı yağ ve sütü ekleyip son olarak ceviz, fıstık ezmesi ilave edip yeniden çırptım. Dikdörtgen uzun kek kalıbına yağlı kağıt serip kek hamurunun yarısını kalıba koyup araya çikolata parçası, kavrulmuş fındık ve kavrulmuş susam serptim. Geri kalan kek hamurunu döküp en üste çikolata parçası, kavrulmuş fındık serptim. 1 muzu ortadan ikiye kesip yatay olarak üzerine yerleştirdim. 170 derecede 35-40 dk pişirdim. 

Ilınmasını bekledikten sonra kalıptan çıkardım. Soğuduktan sonra dilimleyip servis ettim. Oldukça ıslak, kolay bayatlamayan bir kek. 

Şekeri tamamen çıkartıp farklı unlar ile daha sağlıklı bir hale de getirebilirsiniz. Oldukça değişine uygun bir tarif...

Mutlaka deneyin...

Neler izledim - 3

Netflix'de izlediğim dizi ve filmleri bloga not almaya devam ediyorum.

Bu defa 3 diziden ve 1 filmden bahsedeceğim.

Diziler ilk sezonlarını beğenerek izlediğim dizilerin 2. sezonlarıydı.

Dead to Me 2: Kocasının trafik kazası geçirmesi üzerine hayatı altüst olan Jen tesadüf eseri Judy ile tanışıyor. Judy aslında Jen'in hayatına tesadüfen girmiyor! İki kadın zamanla dostluklarını ilerletiyor ve aralarındaki sırlar "yalan ne olursa olsun ya katıl ya öl" 'e dönüşüyor.

After Life 2: Eşinin ani ölümünün ardından yaşama sevincini kaybedip depresyona giren, kendisi de dahil hiç kimseyi umursamayan Tony ikinci sezonda da hüzünlü hikayesine kaldığı yerden devam ediyor. Dizi yarım saatlik 6 bölümden oluşuyor. Hikaye aslında ilk bölümden pek de farklı gitmiyor ama yine de Ricky Gervais izletiyor kendini...

Selling Sunset 2: Geçen yıl 8 bölüm yayınlanan Amerikan yapımı reality dizi 2. sezonuyla yine Netflix'e geldi. Hatta Ağustos'ta da 30 sezonu geliyor. Reality dizi Oppenheim Grup adlı emlak komisyonculuğu firması tarafından pazarlanan Los Angeles'taki birbirinden lüks evlerin etrafında dönüyor. 

Mankenlere taş çıkartacak fiziklere sahip birbirinden alımlı emlak danışmanları, ikiz patronları ve kızların kendi aralarında yaşadıkları olayları anlatan enteresan bir dizi-şov. Milyon dolarlık evler, birbirinden lüks mekanlar ve oldukça iddialı kadınlar... Baya bir görsel şölen var, ben epey eğlendim izlerken. Hatta Fenerbahçe'nin efsanevi başkanı Ali Şen'in ABD'de yaşayan oğlu Adnan Şen'de 2. bölüm itibarı ile ara ara konuk oluyor programa. Emlak kralı olarak lanse edilen ve 75 milyon dolarlık evini satmaları için emlak firması ile görüşen Adnan Şen'in satılığa çıkardığı eve bakıp bakıp ahh çekeceksiniz.! 

Dangerous Lies: Camila Mendes'in başrolünü oynadığı 1.5 saatlik bir Netflix filmi. Klasik Netflix filmleri gibi az oyuncu, az mekan ve tek bir hikaye etrafında dönüyor ama sıkmıyor. Bakımını üstlendiği zengin ve yaşlı adamın ölümünün ardından tüm mirasını kendisine bıraktığını öğrenen Katie ve kocasının yaşamı bir anda değişir. Büyük bir servetin yeni sahibi olan kadın, adamın mirasını neden kendisine bıraktığına anlam veremez. Katie, çok geçmeden servet ile birlikte karanlık sırlara sahip olur ve hayatta kalmak için her şeyi sorgulamaya başlar. Beklenmedik sonlu, ara ara geren bir film...