Aşk Listesi

Dün akşam Algı Eke, Anıl İlter ve Sarp Bozkurt'un başrolde olduğu "Aşk Listesi" adlı 2 perdelik komedi oyununu izledik.

Ellerimiz çatlayana kadar alkışladığımız, kahkahalara doyamadığımız, zaman zaman oyuncularla birlikte gülmekten oyunun bile durduğu anlar oldu. Gülmeyi ne kadar çok özlemişiz, mutlaka izleyin...

Tüm oyuncular harikaydı ama özellikle Algı Eke'nin performansına bayıldım.

Basın Bülteni; Hayallerinizde yarattığınız kadının ya da erkeğin nasıl olmasını dilerdiniz? Uzun ya da kısa boylu, yeşil, mavi veya siyah gözlü. Uzun saçlı, kısa saçlı, sarışın, esmer, kızıl. Güzel vücutlu, sportmen, işinde başarılı, zengin, fakir ya da idare eder. Ya da hayallerinizdeki insan; duygusal, aşk dolu, anlayışlı, yani sadece sizi seven ve sevilmeyi bekleyen biri... Hangisi?

Belki hepsi, belki hiç biri… Ve şimdi sizden, bütün bu özelliklerden on tanesini seçerek karışık bir liste yapmanızı istesek acaba nasıl bir liste yapardınız?

Tiyatro; Fanatik

Salih Bademci, Nurhan Özenen  ve Neslihan Arslan'ın oynadığı "Fanatik" adlı tiyatro oyununu izledik geçen Çarşamba.

Baba, anne ve babaanne arasında bir solukta geçen güzel bir aile komedisi...

Koyu Fenerbahçe taraftarı bir baba oğluna dedesinin öldüğü haberini vermeye çalışırken babasının  ölmeden önce son dakika oğlunu Galatasaraylı yaptığını öğreniyor. Ve olaylar bunun ardından başlıyor!

Salih Bademci'yi Yalancı ve Kulüp dizilerindeki performanslarının ardından komedide izlemek baya keyifliydi.

Basın Bülteni; “Hayat bir yolculuksa, valizini ailen hazırlar”. Yaşamımızda kendimizi tanımladığımız, uğruna mücadele ettiğimiz kimliklerimizin çoğu ailemizden, çevremizden ve toplumdan, daha karar veremeyeceğimiz bir yaşta, kafamıza bir örs gibi bırakılır. Fanatik, küçük çocukları için en iyisini yapmaya çalışırken kendilerini birbirlerine karşı çatışma içinde bulan bir ailenin komedisidir. Herkes çocuğu kendi istediği yöne yeterince çekerse ya çocuk istedikleri gibi biri olacak, ya da çocuğun kolu ellerinde kalacaktır. 

Tanju ve Eda 5 yaşındaki oğulları Atlas’a o gün cenazesi olan dedesinin nereye gittiğini akılcı bir şekilde açıklamanın yolunu aramaktadırlar. Onu teselli etmek için kolay yola kaçmayıp gerçekleri anlatıp onun kendi çıkarımlarını yapmasını isterler ancak bu o kadar da kolay değildir. Tanju’nun annesi de öbür dünyayı kendi inancına göre anlatmak istemektedir. Tanju oğlunu karşısına aldığında duyup duyacağı en acı haberi alır. Dedesi ölmeden önce Atlas’ı gizlice Galatasaraylı yapmıştır. Fanatik Fenerli olan Tanju oğlunu bu illetten kurtarmak için her şeyi göze alır çünkü onun gözünde Galatasaraylıların öbür dünyada gittikleri tek bir yer vardır. 

Bergüzar Korel'den tek kişilik oyun; "Kızlar ve Oğlanlar"

Başarılı oyuncu Bergüzar Korel "Kızlar ve Oğlanlar" adlı tek kişilik oyunla ilk kez tiyatro sahnesinde seyirciyle buluşmaya hazırlanıyor.



Yönetmenliğini İbrahim Çiçek'in üstlendiği "Kızlar ve Oğlanlar" güzelliğin, aşkın, çocuğun, evin, paranın ve başarının değerini konu alıyor. Korel'in üç aydır hazırlandığı oyun, konusu ve yetenekli oyuncunun performansıyla çok konuşulacak.

Dennis Kelly'nin kaleminden çıkan oyunun çevirmenliğini Hira Tekindor üstlendi. "Kızlar ve Oğlanlar" Mayıs ayında Craft Tiyatro'da tiyatroseverlerle buluşacak.

Oyun hakkında;

Kızlar ve Oğlanlar özlemek üzerine bir oyun.
“İnsanların cesaretlerine hayran kalıyorum.
Nasıl cesur her biri, nasıl dürüst, nasıl cömert insanlar…
Hayata karşı bu cömertlikleri… Biliyorum çünkü böyle bir acı yaşayıp, hala nefes almaya devam ediyor olmak, dünyadaki en büyük kahramanlıklardan biri…” Kızlar ve Oğlanlar güzelliğin, aşkın, çocuğun, evin, paranın ve en önemlisi başarının değerini anlatan bir oyun. Düşünsenize bütün bu saydıklarımızın bir anda hayatınıza dolduğunu. Düşünsenize elinizi birinin sımsıkı tuttuğunu ve düşünsenize her şeyin çok güzel olduğunu!
Düşündünüz mü?
Ne kadar güzel!
Peki gerçekten öyle mi?
Peki gerçekten en sevdiklerin giderken güçlü kalabilir misin?
Bilmem.
Belki.



Oyun tarihleri:

16 - 23 Mayıs 20:30  Craft Kadıköy
18 - 19 Mayıs 17:00  Craft Kadıköy
27 Mayıs 21:00  Zorlu
31 Mayıs 20:30  Dasdas

Tiyatro: İki Bekar

Pazar akşamı eşimle Manuş Baba konserine gitmiştik.
Pazartesi ise oğlum Alper, eşim ve ben soluğu İki Bekar adlı tiyatro oyununda aldık.
Cuma gittiğimiz Hadi Be Oğlum filmini de sayarsak baya hareketli bir üç gün oldu!



Duru Tiyatro tarafından sahneye konan, Sam Bobrick'in yazdığı "İki Bekar" adlı oyunun başrolünde Emre Kınay ve Evrim Alasya var.
İkiliye sahnede DuruJazz Orkestrası eşilik ediyor.



Kadın erkek ilişkileri üzerine sağlam göndermeler yapan oyunda Anette ile Jack'in komik hikayesini izliyoruz. Arkadaşlarının çöpçatanlığıyla bir düğünde aynı masaya oturun ikili oyun boyunca tesadüfen!! karşılaşmaya devam ediyor 😃

İlk yarı 70 dk falan sürünce biz tek perdede bitecek dedik ama 2 perdelik bir oyun.
Emre Kınay ve Evrim Alasya şarkılarla tempoyu hiç düşürmüyor.
Hele Evrim Alasya...
Bir an bile susmamasına, ordan oraya koşturmasına rağmen enerjisi hiç düşmedi!
Bravo vallahi 👌

İki oyuncuya da oyun öncesi özel bir hayranlığım yoktu ama sahnede ikisini de çok beğendim.

İzleyin derim...

Tiyatro; Sevgili Karım

Geçen Pazar "Sevgili Karım" adlı tiyatro oyununu izledik.
Kayra Şenocak'ın yazıp yönettiği ve çok eğlenceli bir karakteri canlandırdığı bir oyun...
Kayra Şenocak'ın yanı sıra Metin Yıldız, Merve Sevi, Dost Elver, İrfan Kangı, Kimya Gökçe Aytaç ve Berrak Güvem oynuyor.
Bir kadın, bir koca, bir avukat, bir sekreter ve bir milyon dolar bir araya gelirse neler olur sizce!
Oldukça eğlenceli bir oyundu. Özelikle finale doğru daha da güzelleşti...
Biz eşimle sevdik...
 

Tiyatro; Müziksiz Evin Konukları

Sezon bitmeden son bir oyun daha izleyelim dedik ve Suna Keskin, Ebru Cündübeyoğlu, Bülent Seyran, Abdül Süsler, Ebru Karanfilci, Abdullah Semercioğlu, Selim Tezin'in oynadığı "Müziksiz Evin Konukları" adlı oyunu izledik.
Son zamanlarda izlediğim en "tiyatro" gibi tiyatroydu.



Oyuncuların performansı kesinlikle kusursuzdu.
İki buçuk saat sürmesine rağmen insanı sıkmayan oldukça güzel bir oyun izledik.
İzlemenizi tavsiye ederim!

İzledim; 2'si 1 Arada "tiyatro"

Perşembe akşamı Ford Otosan Kültür Vakfı'nın sosyal tesislerinde sahnelenen, Cemal Hünal, Neslihan Yeldan, Ruhi Sarı ve Duygu Şen'in  başrolleri paylaştığı tek perdelik romantik komedi 2'si 1 Arada'yı izledik.

Yaklaşık 70 dakika süren, evli bir çift, dominant ve kariyer sahibi bir kadın karakter, aldatan bir eş, genç bir sevgili ve enteresan bir hırsız! arasında geçen, evlilik ve ilişkiler üzerine bir oyun.
Sıkmıyor ama büyülenmiş bir şekilde de çıkmıyorsunuz salondan.



Basın Bülteninden; Dominant bir kadın olan Oya, kocasına sürpriz yapmak için seyahatten eve erken gelir. Evde kocası Tuna da Oya'yı terk etmek üzere hazırlanmaktadır. Bu kötü sürprizle karşılaşan Oya çılgına döner ve durumu bambaşka bir boyuta taşır. Oyunun bundan sonrası eve Tuna'nın sevgilisinin gelmesi üstüne bir de eve hırsızın girmesiyle daha da karmakarışık bir hal alır. Kaosa dönen ev hali oldukça komiktir de... "Kadının fendi bu sefer galip gelecek mi?" sorusunun cevabı izleyicileri bekliyor.

Nilgün Belgün'le Aşk ve Komedi

Dün akşam Nilgün Belgün'ün iki perdelik Aşk ve Komedi adlı oyununu izledik.
Nilgün Belgün'ü sahne ve tv dünyasında şen kahkahaları ile tanıdık yıllarca.
İçinden geldiği gibi konuşan, lafını sakınmayan, komik ve eğlenceli bir aşk kadını o!
Sahnede kimi zaman dans ediyor, kimi zaman şarkı söylüyor ve hikayeleri canlandırdığı karakterlerle çok güzel süslüyor.
Bir şekilde eğlendiriyor insanı...



Nilgün Belgün sahnede Büyükada'da geçen çocukluğunu, ilk aşkını, evliliklerini, tiyatro sahnesinde başına gelenleri, oyunculuğunu ve  taklit yeteneğini kullanarak izleyiciye aktarıyor.



Şan eğitimi de aldığı için şahane müzikler eşliğinde dans ederek tamamlıyor gösteriyi...

İyi seyirler ♥

Basit bir ev kazası

Sezonun son oyununu izledim sanırım geçen Çarşamba...
Basit bir ev kazasının!! bir kadının yaşamında açtığı derin yaralar kahkahalar atmamıza sebep oldu..

Eğer kocanız 15 yıldır kapıdan aynı şekilde giriyor, hep aynı yere çantasını bırakıp klozet in kapağını 15 senedir açık bırakıyor ve fermuarını koridorda çekiyorsa, hele birde evliliğinizi “ Eh! artık zamanı geldi…"  diyerek yaptıysanız emin olun sizde ziyan olmuş kadınlar kulübüne üyesiniz! diyor Basit bir ev kazasında Songül izleyiciye...



Aslında Songül, hepimiz kadar cesur, ama hepimiz kadar ürkek. O en az bizim kadar gerçekçi iken, Merzifon saat kulesinin dibinde romantik bir buluşma hayal edecek kadar da ayakları yerden kesik. Doğal olarak aşksız bir hayatı yaşanmış saymayan Songül, savrulduğu Brezilya dizilerinden, bizi yazmaya çalıştığı romanın kıyılarında dolaştırıp, kara mizah bir kahkaha tufanına götürüyor.
Ve kahkahaların ardı arkası kesilmiyor.

Günay Karacaoğlu o kadar güzel avucuna alıyor, göz temasları kuruyor, pas atıyor ki izleyiciye zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz.

Fırsatınız varsa mutlaka izleyin..

Islah Evi

Didem Balçın, Kenan Ece ve Mustafa Üstündağ'ın baş rolünü oynadığı "Islah Evi" adlı oyuna gittik geçen hafta.
Mutlu, nazik, kariyer sahibi, zengin bir çiftin evlerine gelen davetsiz misafir! ile alt üst olan yaşamı anlatılıyor oyunda!
İronik dili ile seyirciye kimi zaman eğlenceli kimi zaman ise gerilim yüklü bir seyirlik sunan Islah Evi, 21. yy insanının güvenli yaşam ve sosyal duyarlılık balonunu sıkı bir vuruşla patlatıyor, fail ve mağdur olmayı farklı bir bakış açısıyla sorguluyor...

Tatlı Kaçık

Kışın en güzel yanı sinema ve tiyatro oluyor benim için...
Geçen hafta Tiyatro Kedi'nin "Tatlı Kaçık" adlı oyununu izledik.
Temposu biraz düşük bir oyundu..
Başlarda diyaloglar sıkıcıydı ama 2. perdede daha keyifli bir hal aldı neyse ki!
Armağan Çağlayan'ın Popstar'da yarışmacıları eleştirmesine çok alışmıştık ama bu defa ben onu eleştireceğim! Bence performansı oldukça vasattı... Tiyatro sahnesine de yakışmıyor ayrıca...

Samatya'da, dededen kalma bir konağın tek odasında, kedisi ve çözmeye doyamadığı bulmacalarla dolu gazeteleriyle sakin ve mutlu bir yaşam sürdüren gerçek bir “İstanbul Hanımefendisi” Suzan Hanım'ın, yolunun; kendilerine “yasal, gözlerden uzak bir sığınak” arayan üç dolandırıcıyla kesişmesini ve bundan sonra yıldırım hızıyla gelişen entrikaları, tuzakları ve maceraları anlatılıyor Tatlı Kaçık'ta...



Suzan Hanım'ı Nurseli İdiz, Üçkağıtçılar Çetesini ise Armağan Çağlayan, Ece Kılınç ve Celal Belgil oynuyor. Suzan hanımın polis arkadaşına ise Egemen Balkanlı hayat veriyor.



“ … Bu dünyada dostun varsa sırtın yere gelmez. Bu böyle.. Tanrı bütün iyi insanları korusun, mümkünse kötüleri de .."

3. Türden Yakın İlişkiler: Başlangıç

3.Türden Yakın İlişkiler: Başlangıç adlı oyunu izledik Çarşamba akşamı.
Espri Standartları Enstitüsü Kurumu kısaca E.S.E.K.'in methini çok duymuştum ama bir türlü sahnede izleme fırsatım olmamıştı.
İzmit'te yaşadığım için her oyunu seyretme şansımız olamıyor.
Sevdiğimiz, beğendiğimiz, görmek istediğimiz oyuncuların tiyatroları şehrimize gelince çok mutlu oluyoruz.
Bu oyunun geleceğini de Doğa Rutkay'ın twitter hesabında gördüm.
Hemen nerede olduğunu, biletleri nasıl temin edeceğimizi araştırmaya başladık ve Vehbi Koç Vakfı Ford Otosan Gölcük Kültür ve Sosyal Yaşam Merkezi çıktı karşımıza.
İki yıl önce açılmış ama biz ilk defa bu oyun sayesinde gidebildik.
27.000 metrekareye kurulu, eşsiz doğal güzelliğe ve mimari inceliğe sahip olan kültür merkezinde oditoryum, spor salonu, gözlem kulesi, sanat atölyeleri, restoran ve sosyal etkinliklerin yapılabileceği salonlar mevcut.
Üçüncü Türden Yakın İlişkiler: Başlangıç oyununa da yine Ford'un sponsor olmuş ve ücretsiz olarak izleme şansı vermiş bölge halkına.
3000'den fazla başvuru olmuş ama biz erken davrandığımız için şanslı 200 kişi arasına girebildik.
Hem de en ön sırada ve tam ortada!
Şanslıyız kabul :D



Uğur Uludağ'ın yazıp, yönetip, oynadığı bir oyun 3. Türden Yakın İlişkiler...
Kendi yaşadıklarını, sektör ile ilgili komik olayları esprili bir şekilde anlatmış.
Doğa Rutkay, Yosi Mizrahi, Hakan Bilgin, Yağmur Kaşifoğlu, Funda Pelin Kurt, Barış Ataş, Melisa Doğu, Demet Şaşmaz 2,5 saat boyunca eğlendirdi, güldürdü tüm salonu.
Ülkemizde yaşanan olaylara at gözlüğü ile bakmaya devam edersek başımıza daha neler geleceğini ince ince esprilerle gözümüze soktu..

Türk tiyatrosunun ilk bilim-kurgu oyunu olan 3.Türden Yakın İlişkilerden sonra 3. Türden Yakın İlişkiler 2'yi yapan ekip tam 10 yıl sonra efsanenin başına dönüp 3. Türden Yakın İlişkiler’in öncesine, yaratım sürecine gidiyor ve 3. Türden Yakın İlişkiler: Başlangıç'ı sahneliyor.
Bol bol kahkaha atmak ve günlük yaşamın stresinden kurtulmak isteyenlere kesinlikle öneririm bu oyunu.
Fotoğraf makinemi yanıma almayı nedense akıl edemediğim!! için cep telefonu ile çektim bu kareleri..
Oyun bitiminde tüm oyuncularla tanışma fırsatımız da oldu.
Doğa Rutkay'ı zaten çok sempatik bulurdum ama bu kadar alçak gönüllü ve içten ve kaprissiz ve güler yüzlü olacağını düşünmemiştim. Sorulan tüm soruları içtenlikle cevapladı, sohbet etmekten kaçınmadı ve oyun sonrası yorgun olmasına rağmen onlarca kişi ile fotoğraf çektirdi. Hep güldü. Bayıldım ona...
Yağmur Kaşifoğlu'nu daha önce İkea'da yakından görmüştüm çok şirin, samimi ve doğal bir kadın. Oyunda eşi Uğur Uludağ ile aynı sahneyi paylaşıyor. O da Doğa Rutkay gibi çok cana yakın ve sevimliydi. İnstagram'dan oyun ile ilgili paylaştığım fotoğraflara anında yorum yazıp teşekkür etme nezaketini gösterdiği için de bir kez daha teşekkür ediyorum kendisine...

Uğur Uludağ, Yosi Mizrahi ve Hakan Bilgin'de fuayede tüm içtenlikleriyle sohbet edip fotoğraf çektirdiler. Ekibin birlikte çok eğlendiği, işlerini severek yaptığı ve çok sevecen olduklarını rahatlıkla söyleyebilirim.
Hayran olduk biz onlara...

Yine gelin E.S.E.K ekibi...

Kösem Sultan'ı izledik

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları “Kösem Sultan” oyunuyla Perşembe günü perdelerini açtı.

Biz de 2 aile çocukları da yanımıza katıp 3 saat süren bu keyifli oyunu izledik dün akşam.
Alper okulda izlediği kısa tiyatrolardan sonra ilk defa hem de üç saat süren kalabalık bir oyun izledi tiyatro sahnesinde ve hiç sorun çıkarmadı!
1 haftadır merakla tiyatroya gitmeyi beklediği için pür dikkat izledi Kösem Sultan'ı ve şaşırdı bir annenin yapabildiklerine...



Turhan Oflazoğlu'nun "Deli İbrahim" ve "4. Murat'tan" sonra kaleme aldığı "İktidar Üçlemesi'nin" son eseri olan “Kösem Sultan” kendi oğlunu bile gözünü kırpmadan öldürebilecek kadar acımasız bir iktidar hırsının, bireyi, toplumu ve devleti ne hale dönüştürebileceğini tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor.

40 oyuncunun rol aldığı oyunun yönetmeni Murat Atak, dekor tasarımı Tayfun Çebi, kostümler ise, Funda Çebi Bozdoğan tarafından hazırlanmış. Müzikleri Murat Gedikli’ ye ait olan oyunun koreografisini Ferdi Yıldız ve ışık tasarımını ise Ersen Tunççekiç tasarlamış.



Büyükşehir Tiyatrolarının en başarılı ve en çok oyunda rol alan oyuncusu seçilen Aydın Sigalı ödülünü Cihan Ünal'dan aldı. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Nejat Birecik ve Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu'da ilk kutlayanlardan biriydi.

İlk hafta full dolu oynayan oyunu Kocaeli ve çevresinde yaşayanlar kaçırmasın bence...
İyi seyirler!