Hoppa! Nerden çıktı şimdi bu soru?
Dannn diye hem de!
Sıradan bir akşamdı oysa…
İşten çıkmış, oğlumu okuldan alıp neşeyle eve gelmiştim.
Akşam yemeğini yedikten sonra da meyvelerimizi alıp ödevlerin başına kurulmuştuk…
Hatta yarılamıştık bile nerdeyse…
Kısa bir mola istedi Alper ve ardından geldi bu soru; “kardeşim olacak mı anne?”…
Bir anda! O kadar ani ve çalışmadığım bir yerden gelmişti ki ne diyeceğimi bilemedim önce…
Saçmaladım hatta!!
Şimdiye kadar kardeş mevzusu açılınca hep duymazlıktan gelmişti…
Annen kardeş alsın diyenlere kuzenlerini anlatıp onlar da benim kardeşim sayılır dememiş miydi daha geçen gün!
Eee, peki ne oldu şimdi? Ne değişti?
Ne cevap vereceğim ben bu çocuğa!
Öyle hazırlıksız yakalandım ki dünyanın gidişatına güvenemediğimi falan anlattım. Hatta bir ara bu kadar felaket varken sence yeni bir çocuk dünyaya getirmek doğru mu diye onayını bile istedim çocuğun!
Ne alakaysa! Sanki ekonomik kriz, savrulan kül bulutları ya da ülkenin gündemi belirliyor çocuk yapmayı! Sanki her çift anne – baba olmak zorunda! Ya da çocuk sahibi olmayanlar veya tek çocuklu aileler daha az mutlu! Klasik bir toplum baskısı daha işte. Önce ilk çocuk, ardından 2.’si gelmiyor mu imaları çocuğunda aklını karıştırmış olmalı! Ben zaten içimdeki gel – git ile savaşıyorum nicedir. En çok da kardeşi olmadan büyüyen çocukların ileride yalnızlık duygusuna kapılma ihtimallerini merak ediyorum. 3 kardeş olduğumuz için empati de kuramıyorum. Aslında kendimi yeni bir çocuğun sorumluluğunu sırtlamaya hazır da hissetmiyorum. Oğlumdan gelen ani bir soru ile kafam karıştı işte…
Sahi “ikinci çocuk şart mı?”
30 yaş sendromunun yanına 2. çocuk mevzunu katınca iyice allak bullak oldum ben!
Sizin düşüncelerinizi merak ediyorum!
Hadi bu yazıyı bir sonuca bağlayalım…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız için TEŞEKKÜRLER...